Herkese Merhabalar,
Bugün hıdırellez ve ben evde hasta yatıyorum :( iki gündür raporluyum evde oturmak daha doğrusu yatmaktan sıkıldım. Şiddetli öksürük karın kaslarımı sıkılaştırdı, üzerine ateş ve burun akıntısı eklenince harap ve bitap düştüm... Neyse efendim benden haberler böyle ama asıl mesele bugünün anlam ve önemi üzerine olacak
Evde olunca malum gündüz kuşağı programlarını izledim. Her kanalda bir kaç konuk, yok şifalı bitkiler, aman zayıflatan ilaçlar derken hıdırellez kutlamaları için tüyolar... e dedim haydi bende öğrendiklerimi ve zamanında yaptıklarımı sizlerle paylaşayım.
Biz küçükken apartmandaki arkadaşlarımızla gece ateş yakar, üzerinden atlar ve şarkılar söylerdik, bizimkisi action içindi ama olsun. Annem her hıdırellez günü dileklerini çizer gül ağacının altına koyar ve sabah erkenden kalkıp çizdiği şekilleri siler ya da balkona koyduğu objeleri geri alırdı.
İki gündür tv kanallarında izlediklerime gelince, dün bir astrolog (ismini hatırlayamadım) 5 mayıs gecesi saat 12'den sonra evin ocağında 3 çubuk tarçını üçgen yapıp yakın ve dumanın bütün evinizi sarmasını sağlayın demişti. Ben bugün büyük bir mumum içinde üç çubuk tarçını yakıp evin içinde dolaştırdım, kokusunu da sevdim.
Sonraaaa, yedi adet kırmızı keseye metal para koyup gül ağacının dallarına tutturmakta o yıl için para ve bereket getirirmiş. 5 mayıs günü alış veriş yapın, evinize un, şeker vb alın ama 6 mayıs günü asla para harcamayın dedi yine aynı astrolog.
Bugün Suzan Kardeş'de Gülben Ergen'in konuğuydu o da kırmızı keselerden ve gül ağacına asılacak keselerden ve gül ağacının altındaki toprağa çizilecek dileklerden bahsetti. Ha bir de yumurtaları kırmızı renge boyamışlardı. O yumurtalardan birisini kırıp sağ yanağınıza sürerseniz güzellik getireceğine inanıyorlarmış.
Şimdi size
wikipedia'dan aldığım bilgiyle başbaşa bırakıyorum. Herkesin gönlünden geçen güzel dileklerinin gerçekleşmesi ümidiyle...
Kökeni:
Hızır ve Hıdırellezin kökeni hakkında çeşitli fikirler ortaya atılmıştır. Bunlardan bazıları Hıdırellezin Mezopotamya ile Anadolu kültürlerine ait olduğu; bazıları ise İslamiyet öncesi Orta AsyaTürk kültür ve inançlarına ait olduğu yolundadır. Hıdırellez Bayramı’nı ve Hızır düşünüşünü tek bir kültüre mal etmek olanaksızdır. İlk çağlardan itibaren Mezopotamya, Anadolu, İran,Balkanlar ve hatta bütün Doğu Akdeniz ülkelerinde bahar ya da yazın gelişiyle belli başlı doğasal döngüler için sevinç duyulduğu görülmektedir.
Hızır:
Hızır; yaşam suyu (ab-ı hayat) içerek ölümsüzlüğe ulaşmış; özellikle de baharda aramızda dolanarak, bolluk ve sağlık dağıtır. [4] Hızır bir kişiye verilen addan çok aslında bir doğasal durumu, baharla vücut bulan yaşamın tazelenmesini imgeler. Türkiye'de Hızır’a atfedilen özelliklerin bazıları:[5]
- Kalbi temiz, Allah'a inanan insanlara yardım eder.
- Uğradığı yerlere bolluk, bereket, zenginlik sunar.
- Dertlilere derman, hastalara şifa verir.
- Bitkilerin yeşermesini, hayvanların üremesini, insanların kuvvetlenmesini sağlar.
- İnsanların şanslarının açılmasına yardım eder.
- Uğur ve kısmet sembolüdür.
- Mucize ve keramet sahibidir.
Türkiye'de Hıdrellez Bayramı 6 Mayıs (5 Mayıs Gecesi) tarihinde kutlanır. Bugün Hıristiyanlarca da baharın ve doğanın uyanmasının ilk günü olarak kabul edilir; bu günü Ortodokslar Aya Yorgi, Katolikler St.Georges Günü olarak kutlamaktadırlar.
Kutlama mekanı:
Hıdrellez kutlamaları genel olarak yeşillik, ağaçlık alanlarda, su kenarlarında, bir türbe ya da yatırın yanında yapılmaktadır. Bu gibi yerlere bu nedenle Hıdırlık denildiği de olur. [3]Hıdrellezde baharın taze bitkilerini ve taze kuzu eti ya da kuzu ciğeri yeme adeti vardır. Baharın ilk kuzusu yenildiği zaman sağlık ve şifa bulunacağına inanılır. Bugünde kırlardan çiçek veya ot toplayıp onları kaynattıktan sonra suyu içilirse bütün hastalıklara iyi geleceğine, bu su ile kırk gün yıkanılırsa gençleşip güzelleşileceğine inanılır.
Gecesi:
Hıdrellez gecesi Hızır’ın uğradığı yerlere ve dokunduğu şeylere feyiz ve bereket vereceği inancıyla çeşitli uygulamalar yapılır. Yiyecek kaplarının, ambarların ve para keselerinin ağızları açık bırakılır. Ev, bağ-bahçe, araba isteyen kimseler, Hıdrellez gecesi gül ağacının altına istediklerinin küçük bir modelini yaparlarsa Hızır’ın kendilerine yardım edeceğine inanırlar. Aynı zamanda dileklerini kırmızı kurdaleye bağlayıp gül ağacına asarlar. Bir yıl boyunca dileklerinin yerine gelmesini beklerler. Bazı kimseler de ateş yakıp, dilek dilerler. Ondan sonra yaktıkları ateşin üstünden atlarlar.
Gelenekler:
1. Baht açma:
Hıdrellezde baht açma törenleri de oldukça yaygın olarak uygulanan geleneklerimizdendir.
- Bu törene İstanbul ve çevresinde “baht açma”,
- Denizli ve çevresinde “bahtiyar”,
- Yörük ve Türkmenlerde “mantıfar”, Balıkesir ve çevresinde “dağara yüzük atma”, Edirne ve çevresinde “niyet çıkarma”,
- Erzurum’da “mani çekme” adı verilir.
Anadolu’nun bazı yerlerinde Hıdrellez Günü yapılan duaların ve isteklerin kabul olması için sadaka verme, oruç tutma ve kurban kesme adeti vardır. Kurban ve adaklar “Hızır hakkı” için olmalıdır. Zira tüm bu hazırlıklar Hızır’a rastlamak amacına yöneliktir.